Bir nesneyi duyumsadığımızda (temelde görerek ama aynı zamanda dokunarak ve işiterek de) onu bütün olarak duyumsayamayız. Hep eksik bilgi ile idare etmek zorundayız. Eğer imgelem bütünü görmeden çalışmasaydı, o zaman bütünü duyumsayana kadar hayal edemez olurduk. Bütünü duyumsamak mümkün olmadığına göre asla hayal edememiş (imgeleyememiş) olurduk, imgelem işlevsizleşirdi, imgelem olmayınca biz de olamazdık.

Bu nedenle imgelem birbiriyle tam örtüşmeyen duyumları bir araya getirme yeteneğine zorunlu olarak sahiptir. Bu durum beraberinde bir handikapı da getirir; insan eksik imgelerle yetinmeyi tercih edebilmiş olur. Yani cahil kalabilen bir varlık olmuş olur. Mitler nesiller boyu hayatta kalabilmiş olur. Gerçeği anlamak hep ek efor gerektirir ve zor olarak kalır.