Her sabah ezan ile uyanmak zorunda mıyız? Ve bunu dile getirebilmek için tartışma hangi zeminde olmalıdır?

Köydeki adet şehirde devam etmemelidir. Köyde tek bir gelenek hakimdir, herkes sünnidir ya da herkes katoliktir. Dolayısıyla çoğulluğun gereklerine uygun hareket etmezsiniz, camiyi yaparsınız, sesi de açarsınız. Ama şehirde üst katta sünni, alt katta ermeni oturabilir. Buna göre uzlaşıp beraber yaşanır. Ezanın şehirde sesli okunması köy, kasaba davranışını şehire getirmektir, buna da görgüsüzlük denirse kızıp bozulmak dışında verilebilecek cevap pek yoktur.

İş ezanın sesli olmasıyla kalmıyor, itirazların bu hassasiyete çarpması korkusuyla hiçbir gürültüyü konuşamıyoruz. Motorların gürültüsü, mekanların sokağı inletmesi de sorun olamıyor. Sesten kolay kolay rahatsız olamıyoruz.

Ses ışık gibi değil, gözünüzü kapatırsınız ama kulağınızı kapatamazsınız. Yani birinin görüntüsü sizi rahatsız ediyorsa bakmassınız olur biter. Oysa biri yürürken balgam çıkarırsa buna kulağınızı tıkayamazsınız, bu nedenle de ayıptır. Yüksek sesle konuşmak ve gülmek de ayıptır. Konu dışı ama söylemekte fayda var, koku da ses gibidir, burnunuzu da kapatamazsınız. Bu yüzden ter de kokmak da ayıptır, parfümle yıkanmak da.

Beraber yaşamak için nasıl uzlaşırız sorusuna kendimizi merkeze alarak cevap vermeliyiz, herkes kendi evrenini kendisinden başlayarak kurmalıdır (çünkü aksi mümkün değildir, ama bunu ayrı bir konu olarak işlemeli). Dolayısıyla ben namaz kılmıyorum, caminin içine karışamam çünkü girmiyorum, ama ezanın bana rahatsızlık vermesine itiraz ederim. Aynı şekilde içki içmeyen biri de alkol ile ilgili konulara karışamaz, ama umuma açık yerde içenlerin kendisine rahatsızlık vermesine itiraz eder. Caminin içi sorunluysa buna kendi cemaati itiraz eder, alkole gelen vergiye ve kısıtlamaya da içenler itiraz eder.

“Yahu ben sizi düşünüyorum” karışmak için bahane olmaktan ileri gidemez. Beni düşünüyorsan yapabileceğin, benim itiraz edemememe itiraz etmektir. Yani itiraz hakkımı savunabilirsin, bu olur. Çünkü konu sana döndüğünde itiraz edebilmek senin de hakkındır, edemezsen de buna ben itiraz ederim, edebilirim.