Evrim teorisi asla geri dönüşü olmayan, bir öncekinin üzerinde oluşan tekrarlı bir değişiklik yapısı arz eder. Evrilmek dediğimiz şey bir yapıdan geri dönüşü olmayacak şekilde, kalıcı olacak şekilde başka bir yapıya dönüşmektir. Cosmos belgeselinde evrimin bu yapısının doğurduğu sonuç güzel özetlenmişti: göz denen yapı henüz canlılar sudayken evrimleşti, sonra karaya çıkıldı. Dolayısıyla göz karaya göre optimize bir yapı değil, ama yetiyor. Evrim geriye dönük işlemiyor, o nedenle mükemmel olmayan bu gözle idare etmek durumundayız.

Bu yaklaşım bize içinde bulunduğumuz vücudun mükemmel olmadığını söylüyor. Ama berbat da olmadığını, yani yettiğini gösteriyor. Yetmek derken kastım da “hayattan keyif almak” için yetiyor gibi 21. yy 1. dünya ülkesi yetmesi değil, doğada tür olarak hayatta kalabilmek için yetmesi.

Evrimin bu özelliği sosyal olgulara da pekala uygulanabilir. Örneğin; Okan Bayülgen’in bir programında (https://youtu.be/IgO2Y2fPYPM) Azerin adlı bir şarkıcı Azerice değil Azerbaycan Türkçesi denmesi gerektiğini, bunun ‘37’lerde Rusya’nın yarattığı bir algı olduğunu belirtiyor. Doğrudur yanlıştır, önemli değil. Önemli olan ortaya konan argümandaki eksik. Yani doğru olduğunu varsayalım (ki olmaması için bir sebep yok, ama araştırmadığım için böyle diyorum), bu bilgiyle ne yapalım, geri mi dönelim 80 yıl önceki duruma? Bu mümkün müdür? Eskiden Türk ve Azeri diye bir ayrım yoktu ve ikisi de Türk lehçesiydi belki, ama artık öyle değil. Bunu değiştirmek istiyorsak, bir sebepten bunu istiyoruz diyelim, bunun yolu “aslında biz aynıydık hadi geri dönelim” demek değildir ki. Evrimin doğrultusu ileriye dönük ve ctrl-z yapamıyoruz maalesef. Bu durumda isteğimiz bir Türk birliği yaratmaksa bunu temellendirirken aslında zaten birdik, bizi bozdular, bu bozgunu geri alalım argümanı yerine, biz aynı dilde konuşuyoruz ama bundan yeterince faydalanmıyoruz, ortak dili konuşan bu insanlar arasında çeşitli iş birlikleri yapalım argümanı daha gerçekçi ve yapılabilirdir.

  • Referans ilham: https://youtu.be/IgO2Y2fPYPM
  • Referans ilham 2: history of islamic philosophy, p.159 (farabi’nin felsefeyi doğduğu yere geri getirmek istemesi)