Evinin Önünü Süpürmek
“Herkes evinin önünü süpürürse dünya temiz olur.”
Kulağa hoş ve mantıklı gelen, ve bir o kadar da yapıcı görünen bu söylem aslında mantıksız, gerçekçilikten uzak ve hatta biraz “ofansif”.
Bir kere dünya ev önlerinden oluşmuyor. Yani herkes evinin önünü süpürdü diyelim, geriye kalan alanları kim süpürecek? Ev önü mecazi anlamda, onu anlıyorum, ama gerçekten öyle mi? “Evinin önü” derken bir çalışan kendi yaptıklarına sahip çıksın ve ona iyi baksın, herkes tek tek bunu yaparsa şirket süper olur deniyor. Burada ortak alan, ortak mal olmadığı varsayımı mı yapılıyor? Ama kamusal alan herhangi birimizin değil, hepimizin. Kim süpürecek orayı? Ya da bir tüzel kişilik için; sorumluluğu bireysel olarak tek tek birilerinde olmayan ama o halen o kurumun sorumluluğunda olan hiçbir şey yok mu? Var tabi. Hatta kurumun sorumluluğunda olan, bireylerin sorumluluğunda olanlardan daha fazla. Özetle, bu söylem bu açıdan bile hiçbir yere vardırmıyor bizi.
Diyelim ki dünya ev önlerinden ibaret, yine patlıyoruz. Çünkü “herkes” diyor. Ne zaman ki bir yerde “herkes” veya “hiç kimse” gibi ön koşullar var, oradan kaçın! Biri bir noktada mutlaka “herkes” gibi davranmayacaktır ve sırtını “herkes”e bağlayan bu sistem çökecektir. Örneğin şu söz daha doğru; “Ortalama bir insan, evinin dışındakileri de süpürse, dünya daha temiz bir yer olur”. Bu da sorunlu ama, en azından bir kişi yapmadı diye dünya kirlenmiyor.
Son olarak da ofansif çünkü herkesi mükemmel olmaya zorluyor. Dünya tam olarak temiz olamayacağına göre de biz doğruyu hiçbir zaman yapamamış oluyoruz. Yani mükemmel olmadığımız için, bunun sorumlusu oluyoruz. Kendimizi kötü hissediyoruz, sonra uğraşıyoruz da uğraşıyoruz, ama dünya yine de bir türlü temiz olamıyor. İyi de kimse mükemmel değil, hatta mükemmel denen şey sadece bir fikir. Bu nedenle ortaya insanları suçlama fırsatı verecek böyle şeyler koymanın kimseye bir faydası yok.
Daha somut anlatayım. Ben ortaokul yıllarında hatırlıyorum, yere çöp atmamak için yediğimin -mesela bir gofretin- çöpünü cebimde taşırdım. Sonra da cebimde unuturdum ve pis biri gibi olurdum o ayrı konu. Ama ben bunu ne kadar yapsam da yerde başka çöpler hep olurdu. Gördüğüm zaman, yakınlarda da çöp kutusu varsa, ara sıra yerden alıp atmışlığım da vardır. Ama ben bunu yaparken karşı kaldırımda da biri yere tükürürdü. Yani ne yaparsak yapalım ben ve benim gibiler mahalleyi temizleyemedik. Ta ki belediye her yere çöp tenekesi koyup, düzenli temizlik operasyonu yapana kadar. O noktadan sonra temizlik sorumluluğu bende değildi, artık kirletmemeyi başarmam yetti.
Şimdi bu bakış açısını alıp, uygulamak üzere birkaç söz daha bırakayım;
“Nasıl bulduysan öyle bırak” “Bulmak istediğin gibi bırak” “Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma”
Bunların hepsi, etrafında döndüğü bir mutlakçı, mükemmelci ve dolayısıyla insan doğasına, hatta doğaya aykırı hastalıklı bir anlayışa sahip. At gitsin.