İlk Oturum

Bir televizyon aldığımızda televizyon almış oluruz. Ama onu oluşturan tüm parçaları ayrı ayrı aldığımızda televizyon almış olmayız. İki durumda da televizyonumuz olabilir.

Arabayı araba yapan temel nedir? Motoru değişebilir, lastikler sürekli eskir. Vites kutusu bozulur. Ana iskeleti midir?

Bir ev aldığımızda, musluk eve dahil midir, yoksa ev özünde arsa payı mıdır? Bir varlık nerede kendisi olur, çizgi nereye çizilmelidir?

Demir bir tel, demir atomundan oluşan, tel biçiminde olan şeye denir. Demir teli bükekerek bir insan yüzü yaptığımızda bir şey eklemedik ya da çıkarmadık ama artık bir heykel’e dönüştü. onu heykel yapan diğer tellerden ayıran tam olarak nedir?

Karmaşık sistem, onu oluşturan parçaların oluşturmadan önce incelenerek oluşturacağı sistemin öngörülemediği sistemlerdir. yani hidrojeni ve oksijeni inceleyerek suyun özelliklerini öngöremeyiz deniyor. Demir tel ve onu büken kişinin yarattığı sonuç da karmaşık sistemlere benzer özellikler mi taşır?

Bir varlığın özü nedir? Bu, bir sanat eseri yaratırken anlaşılması gereken bir konudur. Benim yarattığım, üzerinde hakimiyetimin olduğudur. Onun ne olmasına karar verebilmem gerekir. Bu yüzden, onu o yapanın ne olduğunu tam olarak anlamam gerekir. Aksi takdirde onu ben yaratmış olamam, o kendini benim üzerimden yaratmış olur. Bu da sanat olamaz, çünkü suni değildir, doğaldır.

Oturum 2

Her varlık yok olmaya çalışır ve yok olur. Zero sum.

Varlık varlığına devam edecekse, sürekli bölünmeye devam etmeli, bu da sorunlu çünkü evren gibi soğumaya gider, varlıkla varolmamak aynı hesap olur.

O zaman varlık, dengeli bir tansiyondur. Yaratmak da kasıtlı olarak dengeli bir tansiyon yaratmaktan geçer. Döngü yaratma gerekir. Aynı güneş sistemi gibi, dengeli, çeken ve iten güç sonsuz (ya da çok uzun süren) bir döngü yaratmalı. Zıtlıklar barındırmalı.

Müzik için bu nasıl uyarlanabilir bilmiyorum. Ama denge ve entropi sanırım önemli.

Oturum 3

Müzik için ve tüm işler için anahtar zıtlıktır.

Bir beste için, ses/sessizlik, tansiyon/çözülme, soru/cevap…

Sinema için de conflict’ten bahsediliyor. Ya da bir konu tartışıldığında biri şeytanın avukatlığını yapar, o zmaan tansiyon oluşur ve seyir zevki artar.

Oturum 4

Bardağı bardak yapan onun şekli, değildir, amacıdır. Yani bardağın var olması, ya da bir şeyin bardak olması, bardağın ne demek olduğuyla alakalıdır.

Kupa bardak dediğimiz şey, tutulabilmesi için konmuş kulbu, su barındırması için çukur ve su geçirmeyen biçimi ve elimiz yanmasın diye ısı geçirmeyen bir maddenin kullanılmasıyla meydana gelir.

İşlevsiz yaratımın amacı olmuyor.

Televizyon da bir iletişim aracıdır, yayını görsel ve duyusal olarak gösterebilmesi onu televizyon yapar.

Dolayısıyla, biçimsel olarak olduğu kadar, içeriksel ya da kavramsal olarak da, ya da işlevsel olarak da bir şeyi bir şey yapan öz bulunmalıdır.

Yani bir şey ne işe yaradığı ve bunu nasıl yaptığıyla o şey olur.

Dolayısıyla yaratmak için, tasarlamak için, bir amaç olmalıdır, bir de biçim olmalıdır. Biçim bizi bir tv dizisine de götürebilir, roman’a da, punk şarkısına da. Ama amaç/içerik olmadan içi boş bir punk şarkısı yapmış oluruz.

Oturum 5

Biçim yanına amaç koyduk, ama bazen de varoluş bir sonuçtur yani etkiye tepkidir. Bazen önden tasarlar ve o amaca gideriz, bazen de mekanik sebeplerden bir sonuç doğar, bir amacı yoktur. O da başka bir etki yaratır, ve ondan da başka bir tepki doğar.

Bu tür yaratımlar doğal, evrimsel yaratımlardır, ve yaratıcısı doğadır, kişi değildir. O nedenle kişi yaratıcı olmak istiyorsa, bir amaç, önden edinilmiş bir gaye olmalıdır. Ancak o zaman kişi yaratıcı sıfatı kazanır.

Referans ilham: aristoteles - metafizik - madde ve form (s81-88)

Son Oturum

Doğal evrimsel yaratımlar, rastgeledir. Ancak rastgele olan bu yaratımlardan bazılarında fayda bulunur. Mağara bize barınak olsun diye oluşmamıştır. Su o mağarayı oluşturmuştur, ya da deprem. Ama o mağara yağmur veya sıcak veya savaş gibi farklı koşullarda bize bir fayda sağlar hale gelince mağara artık barınak olarak faydalanabileceğimiz bir şey olduğu için doğal barınak yaratılmış olur. Emergent behaviour denen şey de karmaşık sistemlerde bu tür yaratımlara gebedir. O nedenle gözlem yapmak ve faydayı görmek gerekir. Sonra o fayda modellenir, kavramsallaştırılır ve üstüne ev denen şey yapılır.

Bu faydacı bakış açısında, insan yaratıcı yaratıcı değildir ancak seçici yaratıcıdır. Yani buradaki yaratıcılık faydayı görebilme kabiliyetindedir. Fayda için koşulların uygun olması gerekir.

Buna da tam olmasa da yaratıcılık diyebiliriz.

Ancak şunu da unutmamak gerekir ki; Önce seçici yaratıcı oluruz, sonra yaratıcı yaratıcı oluruz. Yani önce mağarayı barınak belleriz, sonra evi tasarlarız. Seçici yaratıcı olmadan yaratıcı yaratıcı olunmaz. Bu bağlamda seçicilik küratörlük, yaratıcıdan daha az saygıya değerdir demek tehlikelidir. Bizi empirik yapıdan, deneyden uzaklaştırır, gerçekten uzak, işe yaramayan yaratımlara götürür.