Bedenruh
Tıpkı uzayzaman gibi, bedenruh da insan deneyiminde beden ve ruh olarak ikili kavramsallaşan, ama aslen tek olan bir gerçekliktir.
Maddeye yaklaştıkça bağların dışında bir öz maddenin gittikçe azaldığını gözlemliyoruz. O halde uzaktan baktığımızda madde gibi görünen şey aslında yoktur mu demeliyiz?
Her varlık kendi ölçeğinde anlamlıdır. Hücre seviyesinde insan anlamlı değildir, molekül seviyesinde hücre anlamlı değildir, atom seviyesinde molekül anlamlı değildir, parçacık seviyesinde atom anlamlı değildir.
Her ölçekte madde ve o maddelerin arasındaki bağ gözlemlenir. Madde bedene, bağlar da mana/ruh’a tekabül eder. Ölçeği artırdığımızda ise bu ikili artık tek bir madde olarak gözlemlenir. Hücreler ve aralarındaki bağlar üst ölçekte bize bir hayvan ya da bitki olarak görünürler.
Sinema salonundaki koltuklar, tek tek bakıldığında birer koltuktur, ama ölçeği büyüttüğünde orası bir anda sinema salonudur. Daha da artırın, bir kültür merkezi, semt, kent diye genişler. İnsan da, topluluk, toplum, millet ve nihayet insanlık olarak genişler.
Toplumların da ruhu, aramızdaki bağların toplamıdır.
Birini kaybettiğimizde, onun ruhu diğerlerinde oluşturduğu bağlar üzerinden yankılanır. Etkisi azalsa da, sonsuza kadar var olur.